Yaşam Şifresi, Source Code Film Yorumu

“Sadece 8 dakikan olsa ne yapardın?”

Birden bir trende uyansanız, sizi tanıyan ama tanımadığınız birilerinin yanında… Kimsiniz, ne için ordasınız, neler oluyor hayatta :)

Bu hafta, ilk uzun metrajı ‘Moon’ ile tanınan yönetmen Duncan Jones‘un yeni bilim-kurgu projesi ‘Source Code’ ile karşınızdayız. ‘Pers Prensi, zamanın kumları‘ (ki favori filmlerimdendir:), ‘Jarhead‘, ‘Yarından sonra‘ gibi filmlerden aşina olduğumuz Jake Gyllenhaal filmin başrolünde izleyeceğiz. ona eşlik eden ise Christina rolündeki Michelle Monaghan. Bilim kurgu filmlerinin böylesini seviyorum açıkçası. Farklı mümkün alternatifleri geliştirerek, üzerine bina edilen kurgu bence insan zihnini geliştiren egzersizlerden. Bilime bile ilham olabilir :) Konuya gelecek olursak. Afganistan’da görev yapan Yüzbaşı Colter, kendisini kablolarla dolu ve bir monitörden dış dünya ile irtibat kurabildiği bir hücrede buluyor. Gizli bir görev için burada bulunduğu bilgisini alan Colter, simülasyon sistemiyle, seyir halindeki bir trende yaşanan patlamayı çözmek için 8 dakikalığına trene gönderiliyor. Tahmin edeceğiniz üzere, patlamayı çözene değin zihnen trene gidiyor ve her trene gidişte 8 dakikada bir ‘Bum!’ :) 

Üzerinde düşünmeye sevkeden bu tarz filmlerin ardından bi müddet fikir yürütmeyi seviyorum. Zihni ne derece somutlaştırabiliriz. Geçmişe dönük olanı bitene tesir edebilmek mümkün mü, paralel evrenler, kuantumlar aman ya Rabbi :) Fizik sevenler bu tarafa gelsin. Fizik ötesini sevenler derhal bu tarafa doğru seyirtsin. Film ödül alacak çapta değil ama dolanmışı çözmeli bilmeceli filmseverler için patlamış mısır ve çay eşliğinde keyifli bir akşam olabilir.

Filmle alakalı fikirlerinizi, “Hiç olmuş mu, ben olsam sonunu böyle bağlardım!” gibi veryansınlarınızı yorumlara ekleyebilirsiniz :)

İyi seyirler dilerim :)

Yazıyı beğendiyseniz bir yorum bırakın:

[instagram-feed]