Küçük Cadı Kiki

Küçük Cadı Kiki ya da orjinal adıyla Kiki’s Delivery Service (Kiki’nin kurye servisi) Hayao Miyazaki’ nin güzel eserlerinden bir tanesi. Haftasonu ne izlesek krizini atlatıp bu çizgifilmi seçtiğimizde çok beğeneceğimizi ve eğleneceğimizi biliyordum. Çünkü daha önce Miyazaki filmlerinden bir kaç tanesini izlemiştim. Bunlar Ruhların Kaçışı (Spirited Away) ve Whisper of the Heart isimli çizgifilmlerdi. Onlardan önce de Howl’s Moving Castle (Howl’un Yürüyen Şatosu) filmini görmüştüm ama baştan sona izleme fırsatım olmadı.

Bu filmlerde çizgilerin sadeliği, anlatımın yalınlığı insanı başka bir atmosfere götürüyor. Miyazaki filmlerini izlerken sanki başka bir yerdeymişsiniz hissi uyanıyor. Miyazaki’nin filmlerinde karakterler mutlaka bir şekilde uçuyorlar. Miyazaki’nin geçmişine baktığımızda küçükken babasının bir uçak fabrikasında çalıştığını ve kendisinin de hep uçakları çizdiğini görüyoruz. Bunların etkisinde kalmış olacak ki, çizgifilmlerinde sürekli bir zeplin geçişi, uçak figürü bulunmakta.
Küçük Cadı Kiki filminde de Kiki 13 yaşına gelmiş bir cadıdır ve eğitim alması için evden ayrılması gerekir. Kedisi Jiji ‘yi de yanına alarak süpürgesine atladığı gibi yollara düşer. Çok istediği okyanus kıyısındaki şehri bulur ama tamamen yabancısı olduğu bu şehirde işler planladığı gibi gitmez. O ise bıkmadan usanmadan eğitimini tamamlamak ister ve bu yolda ilerler.

Miyazaki filmlerinde, sürekli bir mesaj vermekte. Karakterleri hep ne olmak istediğini düşünen ve kendi yolunu çizmek isteyen kişiler. “İstersen yaparsın” şeklinde düşüncelere sahip olan karakterler hep düşlerinin peşinden gidiyorlar. Aynı çizerleri Miyazaki gibi. O filmlerinde hep kendinden birşeyler katıyor.

Bu yıl İstanbul Film Festivalinde de Miyazaki’nin bir sürü çizgifilmi gösterildi ama görme şansım olmadı malesef. Bu filmleri bir de sinema atmosferinde izlemeyi isterdim doğrusu.